15 Ocak 2015 Perşembe

CİLT BAKIM RUTİNİM

Merhaba kızlaaar...
Bu yazımda sizlere kendi cilt bakımımdan bahsedeceğim. Aslında cilt bakımıma çok çok özen gösteren biri değilim.Daha önce sivilce ilacı kullanmıştım cildim yağlı tipten kuruya doğru hafif bir dönüş yapmıştı.Bununla ilgili 'Zoretanin' başlıklı bir yazı yazmıştım orada ayrıntıları bulabilirsiniz.
Cildim için yaptığım en önemli ve en iyi şey makyajımı temizlemek!
Şimdi sıralamaya geçelim, hemde kullandığım ürünler hakkında kısaca bilgiler vereyim sizinde aralarında merak ettiğiniz ürünler varsa fikir sahibi olmuş olursunuz.

  1. Bebak Acı Badem Sütü: Bakımıma ilk baş göz makyajımı temizleyerek başlıyorum. Bunun için gözümü yakmayan, yumuşak formlu ve yağsız yapıda bir ürün tercih ediyorum. Uzun zamandır da göz makyajımın temizliği için bu ürünü kullanıyorum.
  2. Garnier Makyaj Temizleme Suyu: Ten makyajımı temizlemek için kremsi yapılardan çok su formundaki ürünleri tercih ediyorum. Ürünün yüzümde yapışkan bir his bırakmaması ve durulama gerektirmemesi benim için önemli.
  3. Kiehls Ultra Facial Cleanser: Yüzümü temizlemek için temizleme sütü yada sabun gibi ürünleri hiç sevmiyorum. Ben daha çok jel yada köpük formları tercih ediyorum. Bana daha ferah ve temiz hissettiriyorlar. Bu ürünü uzun zamandır severek kullanıyorum cildimi kurutmadan temizliyor. Ve durulama sonrası cildimi mermer gibi pürüzsüz yapıyor bu hissi çok seviyorum :) Bu temizleme jeli bitmek üzere şimdi de La Roche Posay marka alacağım onunda yazısını burada bulabileceksiniz.
  4. Yüz Temizleme Fırçası: Bu fırçaların bir çok çeşidi var bendeki pilli, başlığı dönen şekli. Annem Dubai seyahatinden almıştı bana. Cildin tüm gözeneklerini derinlemesine temizliyor. Temizleme jeliyle birlikte kullanılıyor. Ama bu fırçaların çok dikkatli kullanılması gerekiyor. Yağlı ve sivilceli ciltlerde aktif sivilceleri dağıtabilir. Kuru ve hassas ciltler de ise cilt üzerindeki koruyucu tabakayı fazla aşındırabilir. O yüzden bunu haftada 1 kere yapıyorum.
  5. Yves Rocher Kayısı Özlü Peeling: Bu peelingi haftada bir uyguluyorum içindeki taneleri büyük çünkü. Herkes tarafından çok sevilen bir ürün olduğu için meraktan almıştım. Kokusu ve bıraktığı his güzel. Ama çokta mükemmel bir etkisi yok.
  6. Loreal Tonik: Tonikler benim cilt bakımımın olmazsa olmazıdır. Cildimde makyaj yokken gün içinde temiz ve ferah hissettmek için bile cildimi tonikle silerim. Bu toniği senelerdir severek kullanıyorum.
  7. Loreal Cilt Kusursuzlaştırıcı Seri (Krem-Serum): Bu serinin mükemmel etkileri yok ama sihirli kelimeleri var. 'Kusursuz'  resmen hepimizin aradığı cilt tipi değil mi ? Ben bu seriyi uzun süredir kullanıyorum ve cildimdeki kırmızılıkların hafiflediğini gözlemledim. Bir kremin bunu yapması bile yeterli benim için, kremlerden beklentileri fazla tutmamak gerekiyor. Çünkü zaten molekül yapıları büyük olduğu için cildin alt tabakalarına inip cildi onarma gibi bi etkileri yok hiç birinin..
  8. Bepanthol: Bu kreme blogumda daha önce uzun bir yazıyla yer vermiştim. Etkilerini buradan okuyabilirsiniz.
  9. Clinique Göz Kremi: Cildim kuru yapıya döndükten sonra ilk baş göz altlarım nemsiz kaldı ve kurudu. Bende o zamandan beri göz altı kremi kullanmaya başladım. Hangi marka alacağımı uzun uzun düşündüm, araştırdım. Sonunda Kiehls marka avokadolu göz altı kremini almaya karar verdim. Ama şuanlık çok sık olmasa da bu kremi kullanıyorum.Nemlendirmesi iyi.
  10. Dirty Works Maske: Bu maskeyi de uzun bir yazıyla yazmıştım buradan okuyabilirsiniz.
Ayrıca paket içinde satılan tek kullanımlık maskelerden yapıyorum ayda 2 kere. Bunları da ara ara instagram hesabımda paylaşıyorum. Gerçekten etkisini beğendiğim bir maske olduğunda onun da yazısını yazacağım.
Benim cilt bakım rutinim bu şekilde :)
Ürünlerim de değişiklikler oldukça yazacağım.
Uzun bir yazı oldu sabırla okuduysanız eğer çok teşekkür ederim ayrıca blogumu takip edip yorum da yazarsanız çok mutlu olurum.
...Sevgilerimle...

8 Ocak 2015 Perşembe

KILCAL DAMARLI CİLT (KUPEROZ)

Merhabalaarrr,
Günün konusunun çıkış noktası aslında benim cildim. Cildimde her zaman kılcal damarlar biraz görünür haldeydi. Ama bu kış arttığını hissettim ve belki sizinde böyle bir şikayetiniz vardır diye bununla ilgili ne yapabiliriz bir yazmaya başlayayım dedim :)
Kılcal damarlar genellikle burun kanatlarının kenarlarında yoğun olmak üzere cilde kırmızı bir görüntü verirler.
Ama bu kış havaların çok soğuk olması sebebiyle sürekli soğuktan sıcağa geçişler yaşıyoruz ve damarlarımız da bu ısı değişikliğinden etkilenip genişliyor, büzüşüyor ve kan dolaşımı bozuluyor sonra da cildimizin incelmesiyle birlikte daha görünür bir hale geliyorlar. Öyle ki benim yanak kısımlarımda mor ve ağ görünümünde oluştular..
Asıl sebebi genetik aslında biz sadece artışını engelleyebiliriz.
Peki bu kuperozlu cilt tipinin bakımını nasıl yapmalıyız ?
  • Cildimizi yoğun ısı ve soğuk artışlarından korumalıyız.
  • Sıcak suyla duş, solaryum,hamam, sauna, güneşlenme gibi faaliyetlerden kaçınmalıyız.
  • Cildi inceltici, soyucu, aşındırıcı bakım ve maskelerden kaçınmalıyız.
  • Alkollü tonikleri kullanmamalıyız.
  • Cilt bakımı esnasında buhar aşamasını kısa tutmalıyız.
  • Hassas ciltlere kullanılan bakım ürünlerinden kullanmalıyız.
  • Kozmetik makyaj uygulamasında kırmızı görünümü nötrlemek için yeşil pigment bazlı ürünler kullanabilirsiniz. Ama çoğu zaman sadece tek ton fondoten yeterli oluyor.
Bu saydığım maddelerle kılcal damarlı görünümün artmasına büyük derecede engel olmuş oluruz.
Ama artık çok geç kılcal damarlar aldı başını gitti ve tedavisi nasıl olur diyorsanız; bunun tedavisini doktorlar lazer uygulamasıyla yapıyorlar. Ama %100 bitiş garantisi vermiyorlar ve tekrar geri gelme olasılığı çok yüksek olduğundan her daim dikkat etmeliyiz.
Bu görünümün biraz da olsa kaybolması için evde uygulanan bir bakım biliyorum ama henüz denemediğim için sonuçlarından bahsedemem.
Kılcal damarlar üzerinde etkisi olan bitkisel içerik At Kestanesi !
Bunun maskesi yada yağı, kremi falan oluyormuş.
Ben uyguladığımda yazılarımda tekrar yer vereceğim ama siz hemen uygulamaya başlamak istiyorsanız Google dan at kestanesi bakımı diye aratabilirsiniz.

Sizde yüüzünüzde böle bir problemden şikayetçiyseniz yorum olarak yazarsanız çok sevinirim :)
...Hepimize bol şifalı günler...
 ...Sevgilerimle...

4 Ocak 2015 Pazar

KOZMETİKLERİN ÖMRÜ

Merhaba güzellikler, 
2015 ile birlikte bloguma hızlı bir giriş yapıyorum. İlk konu olarak ürün yorumu dışında daha faydalı bir şeyler yazmak istedim. Bir çok kişinin de kafasında bu konuyla ilgili soru işaretleri olduğunu gördüm, inşallah sorulara cevap olacak nitelikte bir yazı olur :)
Nasıl ki bir yiyeceği yiyeceğimiz zaman bozulmuş mu diye bir ön kontrol yapıyoruz kokluyoruz yada azıcık tadıyoruz :)
Kozmetik ürün kullanırken de son kullanma tarihine dikkat etmeliyiz tabii sonuçta yüzümüze, gözümüze, dudağımıza uyguladığımız ürünler en az yediklerimiz kadar önemli..
Eminim ki kozmetik ürünlerinin üzerinde minik bir şekilde bulunan açık kapaklı bir kutu resmi görmüşsünüzdür. Yanında da 6M, 12M, 24M... gibi yazılar vardır bunlar bize o kozmetik ürününün son kullanma tarihini söyler. 'M' harfi ingilizcede month (ay) kelimesinin kısaltılmışıdır. 

Yani bu ürünler kapağı açıldıktan sonra belirtilen süre içinde tüketilmelidir.
Zaten bu süreler sonunda üründe renk ve koku değişimleri kesinlikle oluyor.
Ürünlerin kullanım ömrünü azaltan yaptığımız bir yanlışta özellikle kremlerin,maskelerin yanı kavanoz formunda olanların içine parmak batırmaktır bu elimizdeki mikrobu ürüne taşır ve üründe hızlı bir mikrop üremesi olur.
Bazı kozmetiklerinde üzerinde skt yazmaya bilir ama yinede bi süreleri vardır;
  • Fondoten 6-12 ay
  • Pudra,allık,far 2 yıl
  • Rimel 3-6 ay
Kullanım ömrünü çok yanlış bildiğimiz bir diğer ve en önemli ürün de güneş kremleridir. Güneş kremleri sezonluktur iki yaz üstüste kullanımı yanlıştır. Çünkü filtre özelliğini kaybederler. Sadece güneşten korunduğunuzu zannedersiniz. Korunmayı bırakın birde üstüne güneş lekeleri yapabilirler.Ürünlerinizi fayda için kullanırken zarara uğramayın ve skt geçtiyse ürününüze kıyın, çöpe atın..

Bloguma abone olmayı ve görüşlerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın lütfen :)
...Sevgilerimle...




3 Ocak 2015 Cumartesi

CELLUBLUE

Merhaba güzellikler :)
Uzun zamandır yazmayı planladığım ama bir türlü fırsat bulamadığım bu yazıyı yazmak bugüne kısmetmiş..
Cellu blue yani selülit giderici bu minik alet elime geçeli baya oldu bende fırsat buldukça iki gecede bir yada her gece bazen haftada bir uyguladım ama bilirsiniz ki bu tarz ürünlerde birinci şart düzenli kullanım..
Ürünü 3-4 hafta boyunca her gece en az 5 dk. uygulamak gerekiyor.

Ürünün beni en memnun eden yanı bitmiyor olması :)
Yani bir kere alıyorsunuz bir daha istediğiniz zaman uygulayabiliyorsunuz. Eskimiyor, yıpranmıyor, bitmiyor, kolay temizleniyor.
Hipoalerjik özelliğiyle her cilt tipi alerji korkusu olmadan kullanılabilir.
Ürünü kullanmadan önce uygulama yapacağımız bölgeyi kesinlikle masaj yağıyla veya herhangi bir selülit yağıyla yağlıyoruz.
Cellublue yu iki yanından bastırarak, bırakarak vakum şeklinde uyguluyoruz.
Uygulama yönü her zaman aşağıdan yukarı hareketlerle olmalıdır. Vakumun olduğu her masajda ciltte morarma riski vardır ancak bunu sadece yanlış uygulama yapabilir yada uygulanacak bölge yeterince kaygan değilse olur.
Ben böyle bir tehlikeyle karşılaşmadım ama vakumu tamamen hissettim ilk uygulamada acı bile hissettim hatta bu kadar minik bi aletin nasıl bu kadar etkili olup acı verebileceğine şaşırdım.
Tüm selülit tedavilerinde olduğu gibi bu tedavide de düzenli su tüketimi şarttır.
Ben gözle görülecek derece minik bir etki hissettim selülitlerimde :)
Ama benim en çok hoşuma giden masaj etkisi oldu, gerçekten profesyonel bir masaj gibi yoğuruyor ve vakumluyor.
Bu ürün yaza doğru daha da bi ihtiyaç haline gelecek eminim ki :) Nasıl olsa bitmeyen ve sürekli kullanılabilen bir şey olduğu için yaza doğru uygulamaya başladığımda da deneyimlerimi sizlere tekrar aktarabilirim..

Ürün siparişini www.cellublue.com adresinden online sipariş olarak verebilirsiniz...
... Sevgilerimle...